Sosyal Medya

Kürsü

Kudüs’e Veda Günü / Hilal Takmaz

'O gün Kudüs’te son günümüzdü.'



Ey Semavi dinlerin , dünyadaki beşiği;

Ey Mirac’a açılan kapıların eÅŸiÄŸi..

Sen ki Mescid-i Aksa, sen ki tevhid simgesi,

Sahabe-i Kiram’ın, namazda ilk kıblesi

 

Filistin’de taÅŸ atan çocukları aÅŸkına

Bu apaçık gafleti görün Allah aşkına!

Bir buçuk milyar insan, bir kez ayağa kalksa;

Hiç garip kalır mıydı, böyle Mescid-i Aksa?

Hiç garip kalır mıydı, böyle Mescid-i Aksa?

Cengiz NumanoÄŸlu

 

O gün Kudüs’te son günümüzdü. Mescid-i Aksa’da son sabah namazı için teheccüd vakti yola koyulduk. Avlunun pek çok farklı giriÅŸ kapısı var. Fakat akÅŸam namazından itibaren bütün diÄŸer kapılar kapatılıp sadece Hıtta kapısı açık bırakılıyor. Hıtta kapısının Ä°srailoÄŸullarıyla ilgili bir hikayesi var. Hz. Musa (as) ile birlikte çölü aÅŸan Ä°srailoÄŸulları Kudüs’e girecekleri zaman onlara; Ya Rabbi! Hıtta (bağışla bizi) diye tevbe etmeleri ve öyle geçmeleri buyrulur. Onlar ise Hınta, Hınta (buÄŸday) diyerek kendilerine verilen emirle dalga geçerler. Bunun üzerine kendilerine musibetler verilir. Yıllarca oralarda oyalanıp bir türlü ÅŸehre giremezler. Bu olay bize bizzat yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim tarafından anlatılıyor. Bakara suresinin 58 ve 59. ayetleri bu konuyla ilgili.

 

İşte sabah namazlarında da yalnızca yukarıda hikayesini anlattığım Hıtta kapısı açık oluyor. İslam sonrasında bu kapı içinden geçilirken tevbe edilen ve günahların affedildiğine inanılan bir kapı haline gelmiş. Biz de sabah ve akşam her geçişimizde tevbe ederek geçmeyi aklımızda tuttuk. Son sabah namazını yine Cuma camisinde eda ettik.

 

Orada kıldığımız sabah namazlarında Türkiye’de uygulamasına hiç rastlamadığım güzel bir adet var. Ä°mam namazın ikinci rekatında rükuya eÄŸilip kalkıldıktan sonra secdeye varmadan hemen önce duaya baÅŸlıyor. Cemaat ellerini kaldırıp duaya iÅŸtirak ediyor. Burada genelde Mescid-i Aksa’nın özgür kalması, Kudüs’ün kurtuluÅŸu, tüm Müslüman aleminin iyiliÄŸi için dua ediyor imam. Süleyman (as) kıssasıyla ilgili ayetler de okundu son gün. İçimizde Arapça bilen bir hafızımız olduÄŸu için O, namazdan sonra bize yapılan duanın mahiyetinden bahsediyordu, biz de bu sayede vakıf olduk.  

 

Sabah namazından sonra camiden çıkıp Mescid-i Aksa Kütüphanesinin önündeki avluda yer alan Roma kalıntılarını ziyaret ettik. Bu boÅŸ alanda Roma döneminden kalma sütun ve sütun baÅŸlıkları var. Bunların ne önemi var derseniz, Efendimiz (sav) miraca çıktığında mukaddes tepenin üzerinde ÅŸimdiki yapıların hiçbiri yoktu. Sadece Roma kralı Herod’un yaptırdığı tapınağın kalıntıları vardı. Müşrikler Efendimize (sav) Mescid-i Aksa’da ne gördün, bize anlat, dediklerinde onun tarif ettiÄŸi ÅŸeyler bu Roma kalıntılarından ibaretti  . Ä°ÅŸte bu sütun ve sütun baÅŸlıkları sırf miraç olayına ÅŸahit oldukları ve Efendimiz tarafından görülen birer hatıra olduÄŸu için ziyarete deÄŸerdi.

 

Sonra tek tek avluda gördüğümüz her ÅŸeyle vedalaÅŸarak hüzün içinde oradan ayrıldık. Kudüs’teki en büyük ÅŸansımız otelin Zeytin Dağında olmasıydı. Oranın Müslüman mahallesi olması ve kutsal kabul edilmesi bir yana, muazzam bir manzarası var. Mescid-i Aksa avlusunun en güzel seyredilebildiÄŸi yer Zeytin Dağı. Oraya giden bütün turlar mutlaka burayı ziyaret edip hatıra fotoÄŸrafı çekiyorlar. MahÅŸer günü sırat köprüsünün Zeytin Dağı ile Mabed tepesi arasında kurulacağına inanılıyor. Hatta Yahudiler Zeytin Dağının eteklerine gömülerek cennete ilk önce girebileceklerine inanıyorlar. Bu yüzden dağın yamaçları Yahudi kabirleriyle dolu. Tek bir kabir için binlerce dolar ödeyen Yahudiler var.

Benim için en özel yanı günün her anı, farklı güzel görünen Kubbetüs Sahra’yı doya doya izlemekti. Aynı zamanda tasavvuf büyüklerinden Rabiatül Adeviyye (ra) ve sahabe-i kiramdan Selman-ı Farisi’nin (ra) makamları da Zeytin Dağı üzerinde yer alıyor. Onları da ziyaret edip dualar gönderdikten sonra Siyon Tepesine hareket ediyoruz.

 

Siyon tepesi Davud’un (as) kabrinin bulunduÄŸu tepe. Eskiden Müslümanların yaÅŸadığı bir bölge iken Ä°srail’in iÅŸgali sonrası tamamen onların eline geçmiÅŸ. Kabirin üzerinde yer alan cami sinagoga çevrilmiÅŸ. Orada yaÅŸayan Müslümanların tümü tahliye edilmiÅŸ. Biz ziyaretimizi yapıp çıktıktan sonra rehber Muhammed Abi bizi caminin arkasında yer alan Müslüman kabristanına götürdü. Bakın bu kabirler bizim tapumuz. Bu bölge yüzyıllar boyu Müslümanların hakimiyeti altında kaldı. Åžimdi Ä°srail buralara el koydu ve bizi buradan attı ama bu kabirler burada olduÄŸu müddetçe Müslümanların izini silemezler. Bunu unutmayın!

 

Siyon tepesi Kudüs’teki son ziyaret durağımızdı. Aslında Kudüs için üç gün yeterli deÄŸil, görülecek daha çok yer vardı. Ä°mkan olsa en az bir hafta kalmak lazım. Umre turları gibi uzun süreli Kudüs turları yapılması lazım. Ä°nÅŸallah bu bölgeye gösterilen ilgi giderek artar ve Müslümanlar tarafından daha çok ziyaret edilip sahip çıkılan bir yer olur.

 

Biz günün geri kalanında Akka ve Yafa ÅŸehirlerini ziyaret ettik. Akka bir liman kenti. Osmanlı paÅŸalarına ait camiler ve kabirler var orada. Aynı zamanda tarihi Türk çarşıları var, bizim kapalı çarşılarımıza benzer. Hala aktif olarak iÅŸletilen çarşılar bunlar. Bir de Sultan Abdülhamid Han’ın yaptırdığı saat kulesi hala ayakta. Benim en çok dikkatimi çeken ÅŸey bu saat kulesi oldu. Çünkü Kudüs’teki saat kulesi Ä°ngilizlerin iÅŸgali sırasında yıkılmıştı. Sultan Abdülhamid Han’ın hatırasına tahammül edemedikleri için ÅŸehre girer girmez yaptıkları ilk icraat tarihi saat kulesini yıkmak olmuÅŸtu. Biz sadece surlarda saatten geriye kalan boÅŸluÄŸu görebilmiÅŸtik. Rehberin verdiÄŸi bilgiye göre Sultan tam 6 adet saat kulesi yaptırmış ve hepsi farklı ÅŸehirlere inÅŸa edilmiÅŸ. Yafa’daki saat kulesi de hala ayakta. Hepsinin mimari yapısı farklı. Ve hala muhteÅŸem güzellikteler.

 

Yafa eski bir Müslüman ÅŸehri. Åžimdi Tel Aviv’in bir mahallesi gibi olmuÅŸ. Orada da Sultan 2. Mahmud’tan kalma bir külliye ve tarihi Osmanlı çeÅŸmeleri var. Biz geç saatte ulaÅŸtığımız için Mahmudiye Camisinin içine giremedik. Asıl üzücü olan ise Ä°srail tarihi külliyenin üzerine otel yapmış. Caminin giriÅŸ kapısını da bir baÅŸka bina ile kapatmış. Allah bilir bundan sonraki adım camiyi yıkmak ya da baÅŸka bir ÅŸeye dönüştürmek olacak. Bunu yaparken o kadar kendinden utanmaz bir halleri var ki, otele dönüştürdükleri külliyenin kapısındaki kitabe hala duruyor. Yani göstere göstere yapıyorlar, tarihi yok ediyorlar ve kimse ses çıkarmıyor. Bu tarihi eserler Unesco Dünya Mirası kategorisine alınsa olmaz mı diyorum Muhammed Abi’ye, zaten öyle ama Ä°srail Unesco falan dinlemez diyor.  

 

Yafa, havaalanına gitmeden önceki son duraktı. Kudüs turunu kah sevinç kah hüzünlerle tamamladık. Muhammed Abi’nin ülkemize döndüğümüz zaman iletmemizi istediÄŸi bir mesaj vardı. Bizler murabıt’larız. Yani Mescid’in bekçileri ve koruyucularıyız. Bu görevimizi ölene kadar sürdürmeye kararlıyız. Fakat baÅŸka ülkelerden gelen Müslümanlar, özellikle Türkler bizim için büyük moral kaynağı. Sizler gelince biz çok seviniyoruz. Ä°srailse kahroluyor. Buraları unutmayın. Bizleri yalnız bırakmayın. Mescid-i Aksa bütün ümmetin mahremidir, mahreminize sahip çıkın!

 

 

Ben üzerime düşeni yaptım. Mesajı ilettim. Hepinize mutlaka gidip görmenizi tavsiye ediyorum. Kudüs ve Mescid-i Aksa yeniden özgür olana dek, emanete sahip çıkmak hepimizin görevi.

 
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.